Eski Türkçe (w)
1 sayfadaki 1 sayfası
Eski Türkçe (w)
Eski Türkçe
Eski Türkçe, Türk dillerinin birbirlerinden ayrılıp uzaklaşmadan önceki haline verilen isimdir. Bu dil Göktürkler, Uygurlar ve Karahanlılar devrinin bir bölümü (13. yüzyıla kadar) olmak üzere yaklaşık sekiz asırlık dönemi kapsar.
Çoğu Türk dilleri birbirlerine hala çok yakındır. Sadece bazıları, yani diğerlerinden daha erken ayrılıp izolasyonda kalmış olanları, mesela Çuvaşça, Dolganca, Yakutça, Halaçça gibiler diğer Türk dillerine uzaktır.
Türk dilleri çok geniş bir alanda yaşayan insanların konuştuklari dillerdir. Aynı zamanda tarihi eskilere uzanır. Eski Türkçe’nin bugünküne göre birçok farklı yanı vardır:
* "edgü">"iyi". D harfi zamanla y harfine dönüşebilir. G harfi zaten y ile benzer bir harf g>ğ>y değişmesi olağan bir değişmedir.
* "bey" sözcüğü eskiden “beg” idi. Zamanla “beğ” oldu ve şimdi “bey”.
* D>y değişmesini ise şurada görebiliriz: kadgu>kayğu>kaygu>kaygı.
* edgü>eyyü>eyü>eyi>iyi
Türkçe'nin en eski yazılı metni Orhun kitabelerinin en eski Türk konuşma dili olduğu söylenemez. Çünkü Hunlar döneminde de bir "Hun dili" vardı. Göktürk kitabe dilinin bu dilin değişmiş olması muhtemeldir. Ayrıca Altın Elbiseli Adam'ın mezarı diye anılan M.Ö. 5. veya 6. yüzyıllara ait bir mezarda altından eşyaların içinde bulunan 26 harflik bir yazı bulunmuştur. Bu yazı da Göktürk alfabesine çok benzer bir alfabeyle yazılmıştır ve Türkçe'nin daha da eskilere dayandığının bir kanıtı niteliğindedir.
Eski Türkçede ağız ayrılıklarına ilk metinlerden beri rastlanır. Yine de ağız ayrılıkları büyük sayılmaz; bu nedenle Eski Türkçe bir bütün olarak görülebilir. İlk ayrılıklara Orhun yazıtlarında rastlanmaya başlar. Örneğin birinci tekil kişi için Tonyukuk yazıtında ben denirken Kül Tigin Yazıtında men denmektedir. Yine, on erig sançtı (on eri öldürdü) ve on eren sançtı (on eri öldürdü(Sançmak mızraklamak,mızrağı batırmak anlamındadır.) aynı anlamda kullanılmıştır.[1].
Eski Türkçe ağızları iki dalda incelenir:
Göktürk ağzı
Eski Türkçenin eski yazıları ve Orhun Yazıtları bu ağza girer.Günümüzde kullanılan Türkçeyle büyük ölçüde çağrışmaktadır.
Uygur ağzı
M.S. 358'den sonrası Uygur ağzı olarak adlandırılır. Aslında bu pek kanıtlanmamıştır ve de halâ tartışılmaktadır... Mani ve Budist olmak üzere ikiye ayrılır.
Eski Türkçe, Türk dillerinin birbirlerinden ayrılıp uzaklaşmadan önceki haline verilen isimdir. Bu dil Göktürkler, Uygurlar ve Karahanlılar devrinin bir bölümü (13. yüzyıla kadar) olmak üzere yaklaşık sekiz asırlık dönemi kapsar.
Çoğu Türk dilleri birbirlerine hala çok yakındır. Sadece bazıları, yani diğerlerinden daha erken ayrılıp izolasyonda kalmış olanları, mesela Çuvaşça, Dolganca, Yakutça, Halaçça gibiler diğer Türk dillerine uzaktır.
Türk dilleri çok geniş bir alanda yaşayan insanların konuştuklari dillerdir. Aynı zamanda tarihi eskilere uzanır. Eski Türkçe’nin bugünküne göre birçok farklı yanı vardır:
* "edgü">"iyi". D harfi zamanla y harfine dönüşebilir. G harfi zaten y ile benzer bir harf g>ğ>y değişmesi olağan bir değişmedir.
* "bey" sözcüğü eskiden “beg” idi. Zamanla “beğ” oldu ve şimdi “bey”.
* D>y değişmesini ise şurada görebiliriz: kadgu>kayğu>kaygu>kaygı.
* edgü>eyyü>eyü>eyi>iyi
Türkçe'nin en eski yazılı metni Orhun kitabelerinin en eski Türk konuşma dili olduğu söylenemez. Çünkü Hunlar döneminde de bir "Hun dili" vardı. Göktürk kitabe dilinin bu dilin değişmiş olması muhtemeldir. Ayrıca Altın Elbiseli Adam'ın mezarı diye anılan M.Ö. 5. veya 6. yüzyıllara ait bir mezarda altından eşyaların içinde bulunan 26 harflik bir yazı bulunmuştur. Bu yazı da Göktürk alfabesine çok benzer bir alfabeyle yazılmıştır ve Türkçe'nin daha da eskilere dayandığının bir kanıtı niteliğindedir.
Eski Türkçede ağız ayrılıklarına ilk metinlerden beri rastlanır. Yine de ağız ayrılıkları büyük sayılmaz; bu nedenle Eski Türkçe bir bütün olarak görülebilir. İlk ayrılıklara Orhun yazıtlarında rastlanmaya başlar. Örneğin birinci tekil kişi için Tonyukuk yazıtında ben denirken Kül Tigin Yazıtında men denmektedir. Yine, on erig sançtı (on eri öldürdü) ve on eren sançtı (on eri öldürdü(Sançmak mızraklamak,mızrağı batırmak anlamındadır.) aynı anlamda kullanılmıştır.[1].
Eski Türkçe ağızları iki dalda incelenir:
Göktürk ağzı
Eski Türkçenin eski yazıları ve Orhun Yazıtları bu ağza girer.Günümüzde kullanılan Türkçeyle büyük ölçüde çağrışmaktadır.
Uygur ağzı
M.S. 358'den sonrası Uygur ağzı olarak adlandırılır. Aslında bu pek kanıtlanmamıştır ve de halâ tartışılmaktadır... Mani ve Budist olmak üzere ikiye ayrılır.
Similar topics
» Eski Uygarlıkların Şiirleri
» Eski Dilde Bir Tapınak Yazıtı Anlamı
» Eski Anadolu Dillerine Giriş - Ali M. Dinçol
» Kelimelerden Eski Dil - Derrick Jensen
» Türk Dilinin Gelişme Alanları ve Eski Anadolu Türkçesi - Mustafa Özkan
» Eski Dilde Bir Tapınak Yazıtı Anlamı
» Eski Anadolu Dillerine Giriş - Ali M. Dinçol
» Kelimelerden Eski Dil - Derrick Jensen
» Türk Dilinin Gelişme Alanları ve Eski Anadolu Türkçesi - Mustafa Özkan
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz