Felsefe Notları
3 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Felsefe Notları
İnsan oğlu doğar büyür ve ölür.Toplam yaşamı bir göz açmakla başla ve bir göz kapamasıyla son bulur.Bu zaman zarfı içerisinde geçmişe baktığımızda ilk olarak insankarın nerden geldiklerini araştırdıklarını görmekteyiz.Kimine göre ana kaynak ''GEİST'' ya da ''ARKE'' su kimine göre aeş bir diğeri ise güneş.Temel aranış o yüce şeyinn aranışıydı.Eğer yaşıyorsak bir nedenimizin olması gerekiyordu.Feylesof diye tabir ettiğimiz -kimilerine göre deliler- insanlar temel de bu husus üzerinde durmuşlardır.Tabiki bu duruşa etkin olarak katkı sağlayan husus bu insanların Maslow'un son piramidinde olmalarıydı.
Peki günümüze baktığımızda bu sorunun çözümünün bulunduğunun söyleyebilirmiyiz Yoksa bu konuları üşünmeyimi unuttuk.Temel ihtiyaçlarımız karşılandımı Peki temel ihtiyaçlarımız nelerdir
Nasıl ki tahtayı yok eden tahta kurusudur insanın kurduda şüphedir.Herşeyde olduğu gibi şüphedede orta yoldan bahsedebiliriz.Tabiki bu orta yol zarar görmek istemeyenler şiçindir.Şimdi diyeceksiniz konu bütünlüğü yok felan diye.Ancak görmediğimiz bir husus var o da Felsefenin temelini şüphenin ve şüpheden doğan sorulardan çıktığını görürüz.Sokrates kendiisni bir ebe olarak görmüyormuydu.Annesi ebeydi evet ondan esinlenmiş olabilir.Ancak sokrat'ın yaptığı tek şey soru sormak değilmiydi Peki şu an derslerde önümüze konulan hususları oru yağmuruna tutuyormuyuz yoksa doğrudan doğru olarakmı kabul ediyoruz diye sorarım.İnsanlık Arke'nin neresindedir Hala idealar dünyasında mı kaldık
İnsanlar ulaşmaya çalıştıklarını buldular.Bu şüphesiz ki din görünümünbdedir.Manevi bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkan din ve onun getirdiği olgular kimine göre dogmalar haayatımızı şeillendirmeye başladı.Peki gerçekliğe nekadar yaklaştık :?:Veya uzaklaştık Kafamıza yerleştirilen temel yapılar ne kadar doğru acaba?Ben bu hususda alr başlıklara girmeyeceğim.Eğer girer isem sitenin içeriğine uygun olmayan temel yapıların çökeceğini düşünmekteyim.O yüzden insanı esaret altına alan bu zinciri atlama gereği duyuyorum.
Hallac-ı Mansur:'Enel Hakk' (Ben ALLAH'ım) demişti hatırlarsanız.Peki sonu ne oldu Hunharca katledilmek.Tasavvuf felsefesini doruğa taşıyan bu insan devrinde anlaşılamadı.Onlara göre Mansur kafirdi, Allah ile alay ediyordu.Şeriata göre böyle bir insanın öldürülmesi farzdı.Ki islamda bir insanı öldüren bütün insanları öldürmüş gibi sayılır.O dönemdede insanlar anlamak isterdikleri gibi anlıyorlardı.Tıpkı bu gün olduğu gibi.Peki hallac-ı Mansur anlşıldımı bu gün.İnsanlar ona ne gözle bakıyor ya da tanıyormuyuz bu zat-ı muhteremi İşte benim bahsettiğim şey de tam budur.Sorgulanmadan devam eden bir yaşam ne kadar yaşamdır Ne kadar yaşanmaya değerdir
Eleştirel yaklaşımın felsefeye katkısı azımsanamayacacak kadar çoktur.Eleştiri ilk olarak özde başlar ve öz eleştiri adını alır.Yaptıklarım doğrumu Doğru ve yanlış nedir Soeular ve sorulardan doğan yeni sorular karşımıza çıkar.Bilgi vardır bilinç altında yapılmaı gereken tek şey onun doğurtulmasıdır.Doğması için tabiiki iyi bir ebe gerekir, iyi ebe olabilmek içinde soru sorma sanatına haiz olmamız gerekmektedir.Eleştiriyi kabul etmeyen toplumların nereye doğru gttiklerini görmek sadece google de Osmanlı'da son dönem yazmaya bakar.Göreceksiniz kitemel yok oluş tamamen eleştiriye kapalı olmaktan doğmakta ve akla vurulan gmi doğurmaktadır.Osmanlı aydınları buldukları icatları saklarlardı.Çünkü jurnallar ortalığı velveleye verdiği zaman bu aydının başı giderdi.Böyle bir ortamda bilimden bahsetmek söz konusu olamazdı tabiii ki de.Sonuçta ne oldu hasta adamın veremden gitiiğini gördük.
Akıldan uzaklaşanlar cahilliğe sarılırlar.Cahilliğe sarılanların sonu ise köleliğe ve yok olmaya gider.Akılcılık bu yüzden önemlidir.Akılcılığın temeli olan felsefe bu yüzden önemlidir.Peki bu kadar öneme haiz bir konuda biz kendimizi nerede görüyoruz Biraz öz eleştiri yapmamız lazım diye düşünüyorum.
Peki günümüze baktığımızda bu sorunun çözümünün bulunduğunun söyleyebilirmiyiz Yoksa bu konuları üşünmeyimi unuttuk.Temel ihtiyaçlarımız karşılandımı Peki temel ihtiyaçlarımız nelerdir
Nasıl ki tahtayı yok eden tahta kurusudur insanın kurduda şüphedir.Herşeyde olduğu gibi şüphedede orta yoldan bahsedebiliriz.Tabiki bu orta yol zarar görmek istemeyenler şiçindir.Şimdi diyeceksiniz konu bütünlüğü yok felan diye.Ancak görmediğimiz bir husus var o da Felsefenin temelini şüphenin ve şüpheden doğan sorulardan çıktığını görürüz.Sokrates kendiisni bir ebe olarak görmüyormuydu.Annesi ebeydi evet ondan esinlenmiş olabilir.Ancak sokrat'ın yaptığı tek şey soru sormak değilmiydi Peki şu an derslerde önümüze konulan hususları oru yağmuruna tutuyormuyuz yoksa doğrudan doğru olarakmı kabul ediyoruz diye sorarım.İnsanlık Arke'nin neresindedir Hala idealar dünyasında mı kaldık
İnsanlar ulaşmaya çalıştıklarını buldular.Bu şüphesiz ki din görünümünbdedir.Manevi bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkan din ve onun getirdiği olgular kimine göre dogmalar haayatımızı şeillendirmeye başladı.Peki gerçekliğe nekadar yaklaştık :?:Veya uzaklaştık Kafamıza yerleştirilen temel yapılar ne kadar doğru acaba?Ben bu hususda alr başlıklara girmeyeceğim.Eğer girer isem sitenin içeriğine uygun olmayan temel yapıların çökeceğini düşünmekteyim.O yüzden insanı esaret altına alan bu zinciri atlama gereği duyuyorum.
Hallac-ı Mansur:'Enel Hakk' (Ben ALLAH'ım) demişti hatırlarsanız.Peki sonu ne oldu Hunharca katledilmek.Tasavvuf felsefesini doruğa taşıyan bu insan devrinde anlaşılamadı.Onlara göre Mansur kafirdi, Allah ile alay ediyordu.Şeriata göre böyle bir insanın öldürülmesi farzdı.Ki islamda bir insanı öldüren bütün insanları öldürmüş gibi sayılır.O dönemdede insanlar anlamak isterdikleri gibi anlıyorlardı.Tıpkı bu gün olduğu gibi.Peki hallac-ı Mansur anlşıldımı bu gün.İnsanlar ona ne gözle bakıyor ya da tanıyormuyuz bu zat-ı muhteremi İşte benim bahsettiğim şey de tam budur.Sorgulanmadan devam eden bir yaşam ne kadar yaşamdır Ne kadar yaşanmaya değerdir
Eleştirel yaklaşımın felsefeye katkısı azımsanamayacacak kadar çoktur.Eleştiri ilk olarak özde başlar ve öz eleştiri adını alır.Yaptıklarım doğrumu Doğru ve yanlış nedir Soeular ve sorulardan doğan yeni sorular karşımıza çıkar.Bilgi vardır bilinç altında yapılmaı gereken tek şey onun doğurtulmasıdır.Doğması için tabiiki iyi bir ebe gerekir, iyi ebe olabilmek içinde soru sorma sanatına haiz olmamız gerekmektedir.Eleştiriyi kabul etmeyen toplumların nereye doğru gttiklerini görmek sadece google de Osmanlı'da son dönem yazmaya bakar.Göreceksiniz kitemel yok oluş tamamen eleştiriye kapalı olmaktan doğmakta ve akla vurulan gmi doğurmaktadır.Osmanlı aydınları buldukları icatları saklarlardı.Çünkü jurnallar ortalığı velveleye verdiği zaman bu aydının başı giderdi.Böyle bir ortamda bilimden bahsetmek söz konusu olamazdı tabiii ki de.Sonuçta ne oldu hasta adamın veremden gitiiğini gördük.
Akıldan uzaklaşanlar cahilliğe sarılırlar.Cahilliğe sarılanların sonu ise köleliğe ve yok olmaya gider.Akılcılık bu yüzden önemlidir.Akılcılığın temeli olan felsefe bu yüzden önemlidir.Peki bu kadar öneme haiz bir konuda biz kendimizi nerede görüyoruz Biraz öz eleştiri yapmamız lazım diye düşünüyorum.
Geri: Felsefe Notları
psikoloji konusuna ait değil Felsefe üzerine düşüncelerimden ancak felsefe başlığı yok sanırım.Dün duygu burasının bu amaçla açıldığını söyleyince doğrudan buraya yazdım..
Geri: Felsefe Notları
Pardon dün bizim bir diyaloğumuz mu oldu acaba? Karıştırdınız sanırım..
DyGu- Admin
- Mesaj Sayısı : 1414
Kayıt tarihi : 26/11/09
Yaş : 29
Nerden : Ankara
Geri: Felsefe Notları
Tanıtım kısmında engiz diye başlayan bi cümle var.İnsanların kendisini anlatacağı en iyi şey düşünceleri değilmidir?
Geri: Felsefe Notları
Cengiz neyi kasttediğini şimdi anladım.Evet dedim ama biz oraya kendimi tanıtan bir paragraf yazacaktık.Biyografi gibi..
DyGu- Admin
- Mesaj Sayısı : 1414
Kayıt tarihi : 26/11/09
Yaş : 29
Nerden : Ankara
Geri: Felsefe Notları
Evet kendi eserleri tanıtır. Belki bende bu yüzden sitemi eser olarak görüyorum. Ve felsefe bildiğiniz gibi psikolojiyi ilgilendiren bir sanat;
=>Düzeltme
Psikolojik Romanlar
Psikolojik & Felsefi Romanlar Olarak değiştirilmiştir. Yönlendirmeniz için teşekkür ederim.
=>Düzeltme
Psikolojik Romanlar
Psikolojik & Felsefi Romanlar Olarak değiştirilmiştir. Yönlendirmeniz için teşekkür ederim.
Similar topics
» Bir Tıp Gözlemcisinin Notları
» Bir Gazetecinin Yolculuk Notları - Jules Verne
» Felsefe Tarihi- Ahmet Cevizci
» Psikiyatri ve Felsefe- Erol Göka
» Harry Potter ve Felsefe Taşı - J. K. ROWLING
» Bir Gazetecinin Yolculuk Notları - Jules Verne
» Felsefe Tarihi- Ahmet Cevizci
» Psikiyatri ve Felsefe- Erol Göka
» Harry Potter ve Felsefe Taşı - J. K. ROWLING
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz