Hacı Murat - Tolstoy
1 sayfadaki 1 sayfası
Hacı Murat - Tolstoy
Tolstoy bu romanında , Rus - Kafkas savaşlarını incelerken savaşın şiddeti , yaşam sevgisi gibi konuları işliyor.Bu iki olay arasında bağlar kuruyor.Çoğu yerde savaşın gereksizliği ve acımasızlığını anlatmaya çalışıyor.
Tarih 1840-50 yıllarıdır ,hikayenin geçtiği yer Tiflis ,Grozni , şimdiki Gürcü ve Çeçen şehirleridir. Her iki taraftan da kayıplar olmakta yaşamlar son bulmaktadır.Yazarımız bu hayatları ,yaşamak adına yapılanları kişilerin kendi haleti ruhiyeleri üzerinde değerlendirmekte ve romana psikolojik bir hava katmaktadır.
Romanımızın baş kahramanı Hacı Murat’tır.Hacı Murat çeçen asıllı ve yıllarca Ruslarla savaşmış düşmanları tarafından bile methedilen bir kahramandır.Şeyh Şamil’le yaşadığı bazı sorunlar yıllar süren arkadaşlıklarını bitirmiş ve Hacı Murat Ruslara sığınmıştır.
Ruslar, Hacı Murat’la Şamil arasındaki sorundan faydalanmak istemekte Hacı Murat’a çok iyi davranmaktadırlar . Onu kendi evlerinde misafir edip çeşitli hediyeler vermekte Hacı Murat’ta bu sevgiye karşılık vermektedir.Hacı Murat’ı balolarına tiyatrolarına götürmekte onlara kendi kültürlerini tanıtmaktadırlar.Hacı Murat’sa kendi kültüründen kendi değerlerinden vazgeçmemekte gerektiğinde Ruslardan sözünü esirgememektedir.Yıllarca savaşan insanlar aslında birbirlerine bu kadar yakındır.
Hacı Murat kaldığı süre boyunca kendi içinde fırtınalar yaşamakta yaptığı ihaneti sorgulamaktadır.Ruslarda ondan şüphelenmekte onun Şamil tarafından gönderilmiş bir casus olabileceğini düşünmektedirler.Bu yüzden Hacı Murat’ın kaçmaması için çok dikkat ederler.
Şamil Hacı Murat’ın ihanet ettiğini duyunca onun ailesini esir eder.Hacı Murat da Ruslardan ailesini kurtarmalarını istemekte . Eğer kurtarmazlarsa onlara yardım etmeyeceğini söylemektedir. Şamil ise eğer Hacı Murat Bahara kadar geri dönmezse ailesini öldüreceğini ve kendisinin de öldürüleceğini ilan etmiştir .
Hacı Murat ailesini kurtarmak için önce Ruslardan kaçmayı sonrada gerekirse ailesi için ölmeyi bile göze almıştı.Bunun üstüne planlar kurar.Başından beri müritlerinin istediğini yapar ve kaçmaya karar verir.
Bir sabah ormana gezmeye çıkarlar yanlarında beş asker vardır.Askerleri öldürürler yalnız birisi kaçmayı başarır ve Hacı Murat’ın kaçtığını haber verir .Peşlerine yüzlerce asker düşer .Onları bir bataklıkta sıkıştırırlar Hacı Murat ve dört müridi yüzlerce askere bir iki saat dayanır hiç bir kurşunları boşa gitmemekte yaklaşanı indirmektedirler.Hacı Murat dinlenen atlarına binip kaçmayı düşündüğü sırada Kafkas asıllı olan Hacı ağa ,Ahmet Han gibi Hacı Murat’ın düşmanı olan ve Ruslarla işbirliği yapan milis kuvvetler Ruslara yardıma gelir. Önce Hamzolo sonra Eldar ve daha sonra Hanefi ölür.Hacı Murat iki kurşun yarası alır fakat o yaralarına pamuk tıkamakta ve durmadan ateş etmektedir.Ölmeden Şamil’i oğlunu ve ailesini düşünür hepsi gözlerinden geçer ve son bir kurşun ...
Kahramanca yaşayan bir ömre değen bir ölüm .Kim böyle ölmek istemez ki...
Hacı Murat
Tolstoy
Kitap Değerlendirmesi:
Tolstoy bölgenin insanlarının karakterize yaşam tarzlarını ve davranış kalıplarını aktarmak konusunda öyle başarılı olmuş ki en dikkatsiz okur dahi günümüzde de devam eden bu acı ve inat dolu sorunun aktörleri olan Kafkas Halkları ve bu halkları oluşturan kişilerin düşünce ve duygu dünyalarına giriş yapmak durumunda kalıyor; ve hiçbir Uluslararası İlişkiler uzmanının sahip olamayacağı “incelikte” bir Kafkaslar uzmanı oluyor.
Tolstoy’un bu çok da hacimli olmayan ama son derece yoğun kitabını okumaya başlamadan, okuyucu, Kafkaslar’ın tarihte ve günümüzde taşıdığı özel anlamları kendine sormalı. Erken bir tarih vermek gerekirse 10ncu yüzyılda başlayan Rus-Kafkas Halkları çekişmesi Altınordu Devleti ve Timur İstilaları ile uzunca bir süre yatışmış gözükmüş fakat 16 yüzyılda çatışmalar tekrar şiddetlenmiş ve 1700lerden başlayarak Osmanlılar ile diğer Avrupa güçlerinin de yoğun katılımı ile doruğa çıkan sıcak çatışmalar çok kısa süren aralıklarla günümüze dek süregelmiştir.
Dağınık Kafkas Halkları Rusların kararlı işgal ilerleyişine 300 yıl boyunca coğrafyanın aman vermez olması, bölge insanının sert karakteri ve içinden çıkardığı yerel/efsanevi liderlerle karşı koymuştur.
İşte Hacı Murat, romana adını veren baş karakter, da bu yerel liderlerden biridir. Roman gene bir yerel efsane olan Şeyh Şamil’in en kıdemli ve yetenekli savaşçılarından biri olan Hacı Murat’ın Şeyh Şamil ile arasının açılması üzerine çaresiz kalarak Ruslar’a sığınması ekseni üzerinde kurulmuş. Tolstoy giriş bölümlerinde kısa ama etkin fırça darbeleri ile Kafkas Halklarının ve tek tek insanlarının karakteristik özelliklerini, Hacı Murat ve adamları ile bir köydeki günlük yaşamı tasvir ederek veriyor. Bu bölümler Kafkas insanının ne tür bir yaradılışa sahip olduğunu netlikle anlamak için son derece etkili. Daha sonra Hacı Murat’ın kişisel dünyasını irdelemeye başlayan Tolstoy mücahit bir direniş liderinin içindeki açmazları ve yaşadığı vicdani ikilemleri kitap boyunca önümüze seriyor. Burada Tolstoy’un, yaşadığı dönemin “Pis Kafkaslı” anlayışına sahip ortalama Rus okuruna, “onların” da insan olduğu mesajını iletmiş olması, anlamlı.
Kitap bölgeye atanmış Rus memur tabakasının yaşantısı, bu zümrenin Hacı Murat’a ve Kafkas insanına bakışları, Hacı Murat’ın giderek sonu uçurum olan bir sürüklenmeye karşı çareler araması, kendi geçmişini değerlendirmesi ve süre giden savaşın detayları/mikro sonuçları ile akıp gidiyor. Yazar Tolstoy olunca doğaldır ki tüm anlatımlar ve tasvirler çok önemli saptamalarla doluyor ve okur bir yandan Kafkas insanlarını ve sorununu özünden anlarken diger yandan Rus yaklaşımını, Rus insanını ve bölgedeki, sürgündeki, mutsuz Rusların hayatını da özümsüyor. Ama en önemlisi, iki tarafın da kayıplarının insanlar olduklarının altını çizen Tolstoy böylece daha genel bir düzlemde evrensel ve insancıl yaklaşımını okura inkar edemeyeceği şekilde sunuyor. İster bir Rus olun ister bir Dağıstanlı, Hacı Murat’ı okurken taraf tutamıyorsunuz.
Kitaptaki en ilginç bir ara bölüm, çatışmada ölen bir Rus askerinin ailesine ayrılmış kısa bir girinti. Bu bölümde askerin geride bıraktığı ailesinin düşünceleri, eylemleri ve askerin ölümü ile değişen hayatları son derece özetle ama bir o kadar yalın ve kitabın genelinden ayrık bir şekilde verilmiş. Kişi bu bölümle karşılaştığında Romantiklerde bilgi vermek adına romanın gidişatına verilen ara ile ancak modern sinemada rastlanan bağımsız bölümler anlayışının Tolstoy’da ustalıkla, ve ne kadar da erken, harmanlandığını şaşırarak görüyor. Tabi ki Tolstoy’un yapmak istediği bir savaşın her iki tarafta da açtığı yaraları nesnellikle vermek; ama seçtiği bu üslup son derece ilginç. Aynı üslupsal yaklaşımı kitabın Rus Çarının bir gününü gösteren başka bir ara bölümünde de görmek mümkün.
Böylece, Hacı Murat’ın detaylı bir çatışma tasviri ile anlatılan ölümüyle sonuçlanan kitabı bitirdiğinizde, ortalama bir okursanız dahi, Kafkas sorununun kökleri, Kafkas ve Rus Halklarının birbirleri ile etkileşimli gündelik hayatları ve iç dünyaları, savaşın insan üzerindeki etkileri ve olumsuz sonuçları kafanızda son derece berrak bir hale geliyor. Demeliyim kitap Hermeneutik yani kurgusal anlatımlardan tarihi dönemlerin ve dönem insanının özelliklerini çıkarma bilimi açısından tam bir başyapıt. O halde kitap hem Tolstoy ve çözümleyici Rus edebiyatı düşkünleri açısından hem de halen güncel bir sorun olan Kafkaslar’a özel ilgi besleyenlere hitap ediyor. Tabi ki en iyi okur bu ikisini harmanlayarak bu büyük yazarın bu güzel kitabını zevkle okuyacak olandır.
Tarih 1840-50 yıllarıdır ,hikayenin geçtiği yer Tiflis ,Grozni , şimdiki Gürcü ve Çeçen şehirleridir. Her iki taraftan da kayıplar olmakta yaşamlar son bulmaktadır.Yazarımız bu hayatları ,yaşamak adına yapılanları kişilerin kendi haleti ruhiyeleri üzerinde değerlendirmekte ve romana psikolojik bir hava katmaktadır.
Romanımızın baş kahramanı Hacı Murat’tır.Hacı Murat çeçen asıllı ve yıllarca Ruslarla savaşmış düşmanları tarafından bile methedilen bir kahramandır.Şeyh Şamil’le yaşadığı bazı sorunlar yıllar süren arkadaşlıklarını bitirmiş ve Hacı Murat Ruslara sığınmıştır.
Ruslar, Hacı Murat’la Şamil arasındaki sorundan faydalanmak istemekte Hacı Murat’a çok iyi davranmaktadırlar . Onu kendi evlerinde misafir edip çeşitli hediyeler vermekte Hacı Murat’ta bu sevgiye karşılık vermektedir.Hacı Murat’ı balolarına tiyatrolarına götürmekte onlara kendi kültürlerini tanıtmaktadırlar.Hacı Murat’sa kendi kültüründen kendi değerlerinden vazgeçmemekte gerektiğinde Ruslardan sözünü esirgememektedir.Yıllarca savaşan insanlar aslında birbirlerine bu kadar yakındır.
Hacı Murat kaldığı süre boyunca kendi içinde fırtınalar yaşamakta yaptığı ihaneti sorgulamaktadır.Ruslarda ondan şüphelenmekte onun Şamil tarafından gönderilmiş bir casus olabileceğini düşünmektedirler.Bu yüzden Hacı Murat’ın kaçmaması için çok dikkat ederler.
Şamil Hacı Murat’ın ihanet ettiğini duyunca onun ailesini esir eder.Hacı Murat da Ruslardan ailesini kurtarmalarını istemekte . Eğer kurtarmazlarsa onlara yardım etmeyeceğini söylemektedir. Şamil ise eğer Hacı Murat Bahara kadar geri dönmezse ailesini öldüreceğini ve kendisinin de öldürüleceğini ilan etmiştir .
Hacı Murat ailesini kurtarmak için önce Ruslardan kaçmayı sonrada gerekirse ailesi için ölmeyi bile göze almıştı.Bunun üstüne planlar kurar.Başından beri müritlerinin istediğini yapar ve kaçmaya karar verir.
Bir sabah ormana gezmeye çıkarlar yanlarında beş asker vardır.Askerleri öldürürler yalnız birisi kaçmayı başarır ve Hacı Murat’ın kaçtığını haber verir .Peşlerine yüzlerce asker düşer .Onları bir bataklıkta sıkıştırırlar Hacı Murat ve dört müridi yüzlerce askere bir iki saat dayanır hiç bir kurşunları boşa gitmemekte yaklaşanı indirmektedirler.Hacı Murat dinlenen atlarına binip kaçmayı düşündüğü sırada Kafkas asıllı olan Hacı ağa ,Ahmet Han gibi Hacı Murat’ın düşmanı olan ve Ruslarla işbirliği yapan milis kuvvetler Ruslara yardıma gelir. Önce Hamzolo sonra Eldar ve daha sonra Hanefi ölür.Hacı Murat iki kurşun yarası alır fakat o yaralarına pamuk tıkamakta ve durmadan ateş etmektedir.Ölmeden Şamil’i oğlunu ve ailesini düşünür hepsi gözlerinden geçer ve son bir kurşun ...
Kahramanca yaşayan bir ömre değen bir ölüm .Kim böyle ölmek istemez ki...
Hacı Murat
Tolstoy
Kitap Değerlendirmesi:
Tolstoy bölgenin insanlarının karakterize yaşam tarzlarını ve davranış kalıplarını aktarmak konusunda öyle başarılı olmuş ki en dikkatsiz okur dahi günümüzde de devam eden bu acı ve inat dolu sorunun aktörleri olan Kafkas Halkları ve bu halkları oluşturan kişilerin düşünce ve duygu dünyalarına giriş yapmak durumunda kalıyor; ve hiçbir Uluslararası İlişkiler uzmanının sahip olamayacağı “incelikte” bir Kafkaslar uzmanı oluyor.
Tolstoy’un bu çok da hacimli olmayan ama son derece yoğun kitabını okumaya başlamadan, okuyucu, Kafkaslar’ın tarihte ve günümüzde taşıdığı özel anlamları kendine sormalı. Erken bir tarih vermek gerekirse 10ncu yüzyılda başlayan Rus-Kafkas Halkları çekişmesi Altınordu Devleti ve Timur İstilaları ile uzunca bir süre yatışmış gözükmüş fakat 16 yüzyılda çatışmalar tekrar şiddetlenmiş ve 1700lerden başlayarak Osmanlılar ile diğer Avrupa güçlerinin de yoğun katılımı ile doruğa çıkan sıcak çatışmalar çok kısa süren aralıklarla günümüze dek süregelmiştir.
Dağınık Kafkas Halkları Rusların kararlı işgal ilerleyişine 300 yıl boyunca coğrafyanın aman vermez olması, bölge insanının sert karakteri ve içinden çıkardığı yerel/efsanevi liderlerle karşı koymuştur.
İşte Hacı Murat, romana adını veren baş karakter, da bu yerel liderlerden biridir. Roman gene bir yerel efsane olan Şeyh Şamil’in en kıdemli ve yetenekli savaşçılarından biri olan Hacı Murat’ın Şeyh Şamil ile arasının açılması üzerine çaresiz kalarak Ruslar’a sığınması ekseni üzerinde kurulmuş. Tolstoy giriş bölümlerinde kısa ama etkin fırça darbeleri ile Kafkas Halklarının ve tek tek insanlarının karakteristik özelliklerini, Hacı Murat ve adamları ile bir köydeki günlük yaşamı tasvir ederek veriyor. Bu bölümler Kafkas insanının ne tür bir yaradılışa sahip olduğunu netlikle anlamak için son derece etkili. Daha sonra Hacı Murat’ın kişisel dünyasını irdelemeye başlayan Tolstoy mücahit bir direniş liderinin içindeki açmazları ve yaşadığı vicdani ikilemleri kitap boyunca önümüze seriyor. Burada Tolstoy’un, yaşadığı dönemin “Pis Kafkaslı” anlayışına sahip ortalama Rus okuruna, “onların” da insan olduğu mesajını iletmiş olması, anlamlı.
Kitap bölgeye atanmış Rus memur tabakasının yaşantısı, bu zümrenin Hacı Murat’a ve Kafkas insanına bakışları, Hacı Murat’ın giderek sonu uçurum olan bir sürüklenmeye karşı çareler araması, kendi geçmişini değerlendirmesi ve süre giden savaşın detayları/mikro sonuçları ile akıp gidiyor. Yazar Tolstoy olunca doğaldır ki tüm anlatımlar ve tasvirler çok önemli saptamalarla doluyor ve okur bir yandan Kafkas insanlarını ve sorununu özünden anlarken diger yandan Rus yaklaşımını, Rus insanını ve bölgedeki, sürgündeki, mutsuz Rusların hayatını da özümsüyor. Ama en önemlisi, iki tarafın da kayıplarının insanlar olduklarının altını çizen Tolstoy böylece daha genel bir düzlemde evrensel ve insancıl yaklaşımını okura inkar edemeyeceği şekilde sunuyor. İster bir Rus olun ister bir Dağıstanlı, Hacı Murat’ı okurken taraf tutamıyorsunuz.
Kitaptaki en ilginç bir ara bölüm, çatışmada ölen bir Rus askerinin ailesine ayrılmış kısa bir girinti. Bu bölümde askerin geride bıraktığı ailesinin düşünceleri, eylemleri ve askerin ölümü ile değişen hayatları son derece özetle ama bir o kadar yalın ve kitabın genelinden ayrık bir şekilde verilmiş. Kişi bu bölümle karşılaştığında Romantiklerde bilgi vermek adına romanın gidişatına verilen ara ile ancak modern sinemada rastlanan bağımsız bölümler anlayışının Tolstoy’da ustalıkla, ve ne kadar da erken, harmanlandığını şaşırarak görüyor. Tabi ki Tolstoy’un yapmak istediği bir savaşın her iki tarafta da açtığı yaraları nesnellikle vermek; ama seçtiği bu üslup son derece ilginç. Aynı üslupsal yaklaşımı kitabın Rus Çarının bir gününü gösteren başka bir ara bölümünde de görmek mümkün.
Böylece, Hacı Murat’ın detaylı bir çatışma tasviri ile anlatılan ölümüyle sonuçlanan kitabı bitirdiğinizde, ortalama bir okursanız dahi, Kafkas sorununun kökleri, Kafkas ve Rus Halklarının birbirleri ile etkileşimli gündelik hayatları ve iç dünyaları, savaşın insan üzerindeki etkileri ve olumsuz sonuçları kafanızda son derece berrak bir hale geliyor. Demeliyim kitap Hermeneutik yani kurgusal anlatımlardan tarihi dönemlerin ve dönem insanının özelliklerini çıkarma bilimi açısından tam bir başyapıt. O halde kitap hem Tolstoy ve çözümleyici Rus edebiyatı düşkünleri açısından hem de halen güncel bir sorun olan Kafkaslar’a özel ilgi besleyenlere hitap ediyor. Tabi ki en iyi okur bu ikisini harmanlayarak bu büyük yazarın bu güzel kitabını zevkle okuyacak olandır.
Similar topics
» Lea TOLSTOY
» Lev Nikolayeviç Tolstoy
» Savaş Ve Barış - TOLSTOY
» İnsan Ne ile Yaşar - Tolstoy
» Exchange 2000 Server - Murat Yıldırımoğlu
» Lev Nikolayeviç Tolstoy
» Savaş Ve Barış - TOLSTOY
» İnsan Ne ile Yaşar - Tolstoy
» Exchange 2000 Server - Murat Yıldırımoğlu
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz